top of page
Yazarın fotoğrafıirem özer

YAŞADIĞIMIZ ÜÇ ZAMAN

Hayat üç zamandan oluşur ve insan bu üç zamanda yaşar: geçmiş, şimdi ve gelecek… Mutluluk, başarı, güç, para, aşk tüm bunlar tek bir zamandadır. Çoğu zaman aradığını bulamayan insanlarla karşılaşırız, o kişilerin ortak noktası genelde yanlış zaman diliminde olmalarıdır.


Geçmiş, suçluluklar ile doludur. Kendini durmadan suçlayan, kızgınlığını sürdüren, üzüntüsünü yaşatan bir kişinin mutlululuğa ulaşması ne kadar mümkün olabilir? Keşkelerle dolu söylemlerine devam ederken yaptıkları ve yapmadıkları daha çok canını yakar insanın. Oradan çıkamaz da pişmanlığa saplanır kalır. Geçmişin en önemli öğretisi deneyimdir. Hissedilen tüm duygulardan, yaşanılan tüm olaylardan alınması gereken dersi aldıktan sonra oraya veda edip ilerleyebilmeliyiz. Tabii ki arada dönüp bakabilir, bir sahnede izliyormuş gibi o günleri anabiliriz, bugünü kaçırmadan… Bu durum araba kullanırken dikiz aynalarına bakmak gibidir. O aynaların işlevi bir hamle yapmadan önce arkanızı kontrol etmenizi sağlamaktır. Aynalara bakarak olası kazaların önüne geçebilir, hamlenizi ne zaman yapacağınızı kestirebilirsiniz. Bir de şöyle düşünün, tüm yolculuğu dikiz aynalarınıza bakarak yapıyorsunuz. Bunun zorluğunu tahmin edebiliyor musunuz? Önünüze çıkacak tehlikelerden habersiz sadece arkanızı kontrol ederek ilerlersiniz. Çukurları, tümsekleri görmez, şeridinizi kaçırır en iyi ihtimalle bir yere toslarsınız. Maalesef ki böyle bir durumda yalnızca kendinize değil çevrenize de zarar verirsiniz. Yaşantımız da tıpkı böyle. Sadece geçmişe bakarak istediğimiz geleceğe ilerleyemeyiz.


Kontrol, değişim, objektiflik bugünde. Geçmişte canını ne sıktıysa, neyi farklı yapmak istiyorsan bugün elinde büyük bir fırsat. Dündeki pişmanlığın tek mantığı bugün bazı şeyleri farklı yapmana ön ayak olması olabilir. Anda olmanın önemi çok büyük. Çünkü çoğu zaman bugüne pek uğranmaz. Insanlar ya geçmişin suçluluğunda ya da geleceğin kaygısında yaşarlar. Ancak etki sahibi olduğumuz tek zaman, şimdide. Geleceğin endişesine kapılıp aşırı düşünen, varsayımlar üreten, korku ve kaygıyla önüne engeller çıkaran kişilerin bugünü nasıldır? Gelecek kaygısı yaşayan insanların çok büyük bir kısmı bugününü tamamen hareketsiz olarak geçirir çünkü bu kaygılı düşünceler kişinin tüm yaratıcılığını, üretkenliğini ve enerjisini aşağılara çeker. Oysaki kişi akan bir nehir gibi akışta olmalıdır. Etrafını izlemeli, çıkan zorluklarla mücadele etmeli, nerelerden geçtiğini ve nereye doğru gittiğini bilmeli. Yaşadığımız her an geçmiş olmaya mahkum, dolayısıyla farkındalık ve deneyim için zamanı o an içinde yaşamalıyız. Bugünden yarını çok fazla tasarlamaya gerek yok çünkü akış bazen yön değiştirebilir ve geldiğiniz yer çok başka çok güzel ve ufkunuzun dışında olabilir. Siz yaşantınızın tadını çıkarmaya ve akışa direnmemeye çalışın.


19 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Yazı: Blog2_Post
bottom of page