Okulların açılmasıyla telefonlarımız en çok “çocuğum okula gitmek istemiyor, ne yapacağız” soruları için çalmaya başladı. Bazen çocuklar hevesle okula başlar, günler sayar hatta bir iki hafta gider ama sonra okula gitmek istemediğini ifade eder, bazense çocuğu ilk günden itibaren okula göndermek neredeyse imkansızdır. Bu noktada en önemlisi sabırlı olup çocukla iletişimi sürdürebilmek. Uyum sorunu kendisini okula gitmeme, gittiyse anneyi-babayı aratıp kendini aldırma, okuldan mutsuz ya da aşırı yorgun gelme, okulda yalnız vakit geçirme ve saldırgan davranışlar sergileme şeklinde gösterebilir. Çocuğun bu sorunu yaşamasının fiziksel, zihinsel ve psikolojik gibi çeşitli nedenleri olabilir bu yazımda ise o nedenleri ve çözüm yollarını ele alacağım.
Okula başlama yaşı olarak belirlenen 66-72 aylık dilimde çocuğun hazır bulunuşluk seviyeleri farklılık göstermektedir. Öğretmenlerden aldığımız dönütlerde görüyoruz ki bir sınıf içerisinde çocuklar arasında gözle görülür bir şekilde gelişimsel farklılıklar oluşuyor. Özellikle okul öncesi eğitim programına katılmamış çocukların okuma yazma süreçlerinde 72 ayını doldurmuş ve üstündeki çocuklara göre daha geriden geldiğini ifade ediyorlar. Hala oyun çağında olan çocuklar ders süresinde çok fazla sıkılmasından, yazma çalışmalarında el-bilek kasları yorulmasından, sınıf içerisinde devamlı olarak dolaşmak istemesinden bir uyum problemi yaşadığını anlayabiliriz. Bir uzman desteğiyle okula başlamadan önce hazır bulunuşluğunu ölçen testler ile çocuğun seviyesini belirleyip ona göre okula başlatabilirsiniz.
Çocuk nasıl bir ortama gireceğini, okul kavramını bilmiyorsa da bir afallama yaşar. Çocuğu önceden anne babanın bu sürece anlatım yoluyla hazırlaması çok önemlidir. Sakin ve anlaşılır bir anlatımla her detay çocuğa verilmelidir. Hangi saatlerde okulda olacak, okulda neler yapacak, evde ne kadar vakit geçirecek. Bu şekilde çocuğun kafasındaki bilinmeyen, dolayısıyla da korkuya neden olan düşünceleri yok edilebilir. Aynı şekildeki okuldaki kurallardan evde de bahsederek çocuğun özümsemesini ve kabul etmesini hızlandırabilirsiniz. Süreç boyunca doğru bir şekilde iletişim kurmak çocuğu kaygılandıran durumları öğrenmek için de oldukça önemli. Böylelikle kafasındaki soru işaretlerini görüp uyum sorununa çözüm üretebilirsiniz.
Okula asla gitmek istemeyen, anneye yapışıp ağlayan çocukların ayrılık kaygısı yaşadığını düşünebiliriz. Çocuğun annesi ya da bakımını üstlenen kişiyle arasındaki ilişkinin önemi ve bağlanma biçimi oldukça önemlidir çünkü çocuğun uyum sağlayamamasını doğrudan etkileyebilir. Çocuğun annesini kaybetmeye yönelik duyduğu kaygıdan dolayı öğrenme sürecine odaklanması ve yeni deneyimlere açık olması engellenir. Annesine güvenli bağlanma gerçekleştirmeyen çocuklar okulda da kendisini güvende hissetmezse orada bırakıldığını, terk edildiğini düşündüğü için abartılı tepkiler sergileyebilir, bunlar; anneye yapışma, okuldan göndermeme, evden çıkmama olabilir aynı şekilde anne-basına karşı tavırlı davranışlar gösterebilir bunlar da küsme, yemek yememe, iletişimi kesme şeklindedir.
Ayrılık kaygısı olarak adlandırılan bu durum ilk olarak okul öncesi dönemde kendini belli eder. Belki de uzun süreli olarak aileden ayrı kaldığı ilk ortam olduğundan çocuk, okul- akranları ve kendisi arasındaki dengeyi kurmakta zorlanma yaşayabilir. Bu dengesizliğin yönetilebilmesi için bir uzman desteğine başvurulması gerekmektedir.
Çocuğun uyum sorunu yaşamasındaki bir diğer neden ise, çocuk eğer ki sınırlar olmadan büyüdüyse ve ev içerisinde sorumluluk almadıysa kuralların ve sınırların olduğu bir sisteme girdiğinde yabancılık çekip korkular geliştirir. Okula gitmeyi reddedebilir ya da evde istediğini yaptırma tekniklerini öğretmen ve arkadaşlarına da uygular ancak çoğunlukla evdekinden farklı bir karşılık gördüğünden mutsuz ve kaygılı hisseder.
Okula uyumda zorlanan ve bu durumu doğru yönetilemeyen çocukların ilerde okul reddi ve okul fobisi gibi davranışsal ve psikolojik sorunlar yaşadığı görülmüştür. İlgisizlik, içine kapanıklık, söz dinlememe, kurallara ve disipline uymama, ders dinlememe, sınıfta gezinme, gürültü yapma, ilgisiz kalma, aşırı korkma, aşırı huzursuzluk, arkadaş edinememe şeklinde okulda istenmeyen davranışlar geliştirebilir. İleri boyutta ise komple okula gitmeyi reddederek bir okul fobisi yaşayabilir. Çocuk için önemi oldukça büyük olan bu süreçte çocuğunuz yaşadığı sorunlar için profesyonel bir destek almak ileriki yaşantısı içinde önemli bir girişim olacaktır.
Comments