Net tanımını yapmak çok zor olsa da ilk kez tanıştığımız insanı hayatımıza alma ve yıllarca kendimizi açmaktan, anlatmaktan hiç çekinmediğimiz bir kişiyi hayatımızdan çıkarma noktasındaki başrol; güven duygusu. Hissedilmesiyle ilişkileri başlatan, varlığıyla sürdüren ve yokluğuyla bitiren o duygu. Sanıyorum ki dünyaya gelişten itibaren dürüstlüğe en çok ihtiyaç duyulan dönemde yaşıyoruz. Peki şöyle bir durup baktığınızda etrafınızda güvenilir, dürüstlüğüne inandığınız insanlar var mı? Bu kişiler yakın çevrenizden mi? Bu soruların yanıtı çok önemli olsa da asıl sorum şu, siz yeterince dürüst müsünüz? Ruh sağlığı çalışmaları kişinin kendisiyle gerçekleşir; değişim kişide başlar ve öylece yaşantısına yayılır. Dolayısıyla dürüst bir yaşam arzularken kesinlikle dürüst bir şekilde yaşayarak bu isteği sürdürürseniz başarılı olur ve mutluluğu hissedebilirsiniz.
Uyandığımız andan tekrar yatağa girip uykuya dalana kadar güvenmek istediğimiz hatta bazen zorunda olduğumuz pek çok durum ve kişi ile karşı karşıya kalıyoruz. Kimi zaman yaşadığımız kırgınlıklardan sonra kaybettiğimiz bu duygu nedeniyle karşımızdakini sorguluyor, yok sayıyor ya da zorluyoruz. Kimi zamansa tüm bildiklerimizi yok sayıp, ilişkimiz için en çok ihtiyaç duyduğumuz bu duyguya yaşam öpücüğünü veriyoruz. Güven duygusunun olmadığı yerde şüphe vardır. Bu yüzden onu yaşatmaya ihtiyacımız var çünkü ancak onu alır da benimsersek içimizde solucan gibi gezen şüpheyi tutup atabiliriz.
Bir market alışverişinden, iş hayatına, aile ve romantik ilişkilerden kişinin kendisiyle ilgili farkındalıklarına kadar güven kavramının öneminin altı çizilir. Cherly Biehl’ın düşüncesine göre: “Hayatın bir gerçeği de, bir insana her açıdan güvenemiyorsanız, aslında hiçbir açıdan güvenemeyeceğinizdir.” Şöyle bir bakındığımızda pek çok noktada ahlaki çöküş örnekleri görüyoruz. Kendinizi bu çöküşte ayakta tutabilmek, sağlam temeller atmak dürüst bir insan olmakla sağlanır. Bir ev gibi düşünebiliriz. Sağlam bir temelle başlanan ev kendisini dış etkenlere karşı koruyabilir, güçlüdür ve varlığı uzun sürelidir, bir fırtınada yıkılmaz. Bu sebeple küçük şeyler ama aslında temeli atan tuğlaların her biri oldukça önemli. Sizi dürüst bir insan yapan aslında bir çocuğa verdiğiniz sözü tutmanız, yetiştiremeyeceğiniz işi kabul etmemeniz, çok kazanma hırsından arınıp gerçekçi değerler ile satış yapmanız… Güven kaybı büyük hatalar sonrası yaşanmaz aksine küçük küçük dikkatsizlikler ve ihmallerin sıklığı neticisinde kaybedilen bir duygudur.
Dürüstlük etik bir ilke dolayısıyla esneklik söz konusu değildir. Dürüstlüğü istediğini alana kadar yani kısa vadeli bir davranış biçimi olmaktan çıkarıp bir karaktere dönüştürülmeli ve kişisel çıkarlardan, rahatlıklardan ve kolaylıklardan arındırılmalıdır. Dürüstlüğe giden yol seçenekleriniz arasındaki en kolay yol olmasa da isteklerinize, başarılı ve mutlu bir hayata ulaştıracak tek yol olabilir. Karakterimizin hayatlarımızın küçük alanlarında şekillendiği söylenir, güvenilir biri olmak için tutarlı olmak önemlidir, etkileşimde olduğunuz insanların size her an güvenmesi için bu oldukça önemli. Ne zaman ne yapacağınızı tahmin edemediklerinde sağlam bir temel inşa etmek pek mümkün olmaz. Bununla birlikte söylemler ve davranışlar arasındaki dengeli hal de tutarlılığı destekleyecektir.
İnsanları en iyi onları gözlemleyen biri olmadığındaki davranışlarıyla tanıyacağımızı öğrettiler bizlere. Dürüst insanların bu alanları da tahmin edilebilirdir. Şüphe yoktur, rahatlık, huzur ve etkililik vardır. Yöneticiniz ya da ebeveyniniz başınızda değilken de, yaptıklarınız ve söyledikleriniz kimse tarafından öğrenilmeyecekken de tutarlılığınızı kaybetmemeniz ile sağlam temeller atmayı öğreten ve etrafını etkileyen olabilirsiniz. Kendinizi güçlü bir karakter oluşturmaya adayın ve bugün başlayın.
Komentar